Türkiye'nin doğal gaz anlaşmaları
Avantajlı konumda. ''Aslında, sona erecek doğal anlaşmaları, Türkiye için zorluklar barındırsa da bir çok avantajı da beraberinde getiriyor. Mesela, 20-30 yıl öncesi doğal üretim ve taşıma imkanlarının zorluğu ile bugün çok farklı. Kaynak çeşitliliği arttı, LNG (Sıvılaştırılmış doğal gaz), CNG (Sıkıştırılmış doğal gaz), FSRU (Gemide gazlaştırma), FPU (Yerinde gemide üretim) gibi çok değişik doğal gaz temin kaynakları oluştu.''
İlk doğal gaz kullanımı 1980'li yıllarda
Türkiye, 1980'li yılların sonuna doğru doğal gaz kullanmaya başladı. Hedef, özellikle hava kirliliğinin tavan yaptığı büyükşehirlerde 'doğal gaz kullanımı ile' kirliliği azaltmaktı. Ancak sonraki yıllarda (ve özellikle de 2000'li yıllardan itibaren) doğa gaz kullanımı, Türkiye genelinde hızla yaygınlaştı. Ve tabi, sonraki doğal gaz kullanımının yaygınlaşmasındaki en önemli nedenlerinden birisi 'konfor' oldu. Ve bugün itibariyle de; yıllık yaklaşık 50-60 milyar metreküp (m3) doğal gaz tüketim ile Türkiye'nin tamamı, doğal gaz kullanır hale geldi (Konutlarda ısınmadan, sanayi ve elektrik üretimine kadar)
Türkiye doğal gaz anlaşmaları
Türkiye; doğal gaz kullanımına hızlı geçse de, ihtiyaç duyulan doğal gazın tamama yakınını yurtdışından alan (ithal) eden bir ülke konumunda. Bu nedenle de, doğal gaz ihtiyacını karşılamak için sağlam-güvenilir doğal gaz anlaşmaları yapmak zorunda. Zaten bu da yapıldı. Ve, ilk doğal gaz anlaşmasının SSCB ile yapılması sonrası İran, Cezayir, Nijerya gibi ülkelerle de; boru gazı - LNG (Sıkıştırılmış doğal gaz) gibi 20-30 yıllık doğal gaz alım anlaşmaları imzalandı.
Yeni doğal gaz anlaşmaları
Ve yıllar hızlıca geçti. Türkiye'nin 1980'li-90'lı yıllarda yaptığı doğal gaz anlamalarının süresi doldu. Bazıları içinde, 2-3 yıl gibi kısa süreler kaldı (İran doğal gaz alım anlaşması, Rusya Mavi Akım Anlaşması gibi). Türkiye'nin doğal gaz anlaşmaları sona erse de, Türkiye'nin doğal gaz kullanımı ve tüketimi devam ediyor. Bu nedenle de Türkiye, mevcut ve artan tüketimi karşılamak için yeni doğal gaz anlaşmaları yapmak zorunda. Özellikle İran'la yıllık 10 milyar metreküp ve Rusya ile de (Mavi Akım) yıllık 16 milyar metreküplük (toplam 26 milyar metreküp) anlaşmalarının sona erecek olması nedeniyle Türkiye'yi zorlu bir süreç bekliyor.
Avantajlı konumda
Aslında, sona erecek doğal anlaşmaları, Türkiye için zorluklar barındırsa da bir çok avantajı da beraberinde getiriyor. Mesela, 20-30 yıl öncesi doğal üretim ve taşıma imkanlarının zorluğu ile bugün çok farklı. Kaynak çeşitliliği arttı. İlk yıllar daha çok boru hatlarıyla taşınan doğal gaz için bugün LNG (Sıvılaştırılmış doğal gaz), CNG (Sıkıştırılmış doğal gaz), FSRU (Gemide gazlaştırma), FPU (Yerinde gemide üretim) gibi çok değişik doğal gaz temin kaynakları oluştu. Ve Türkiye'de, son yıllarda doğal gaz altyapısını bu pazarlama-üretim sistemlerine uyumlu hale getirdi. Ve hatta, bu yeni sistemlerin tamamına sahip bir ülke oldu (Tabi, son dönemde yerli doğal gaz üretimin başlaması ayrı bir konu).
Ucuz doğal gaz alınabilir
İşte Türkiye, ''doğal gaz altyapısının yeterliliği ve kaynak çeşitliliği'' avantajlarını iyi kullanarak yeni doğal gaz anlaşmalarında önemli bir fiyat avantajı sağlayabilir. Ve de, sağlamalıdır. Bu başarılır ise, hem daha az döviz yurtdışına çıkmış olacak ve hem de milyonlarda (yaklaşık 20 milyon) doğal gaz abonesi, ucuz ya da daha uygun fiyatla doğal gaz tüketmiş olacak.
(makale - enerji ekonomisi)