Türkiye, 'dünya ile barışık' enerji kaynaklarına yönelmeli

TAKİP ET

EPDK, enerji sektör raporlarını yayınladı (yeni, 2023). Petrolün yüzde 51'i ve  Doğalgazın da yüzde 42'ni Rusya'dan almışız (Mart ayında bu rakamlar; petrolde yüzde 69, doğalgazda yüzde 44'e çıktı). Rusya ise, gelişmiş ülkelerle savaş halinde (fiziki ve enerji) ve bu durum devam ediyor.

EPDK, enerji sektör raporlarını yayınladı (yeni, 2023). Petrolün yüzde 51’i ve  Doğalgazın da yüzde 42’ni Rusya’dan almışız (Mart ayında bu rakamlar; petrolde yüzde 69, doğalgazda yüzde 44’e çıktı). Rusya ise, gelişmiş ülkelerle savaş halinde (fiziki ve enerji) ve bu durum devam ediyor.

Bu özet sonrası, Türkiye’nin mevcut enerji altyapısına bakmakta fayda var (petrol – doğal gaz). Petrol; Petrol alt yapısı (ithalat – ihracat – üretim - tüketim – dağıtım ve diğer), yıllar önce tamamlanmış bir altyapı söz konusu. Doğalgazda ise; çok kısa bir dönemde (90’lı yıllarda başlayan  ve 2000’li yıllar sonrası hızlanan) A’dan Z’ye tamamlanmış bir altyapısı var; Türkiye’nin. Bir diğer ifadeyle;  Türkiye, petrol ve doğal gaz altyapısını tamamlamış  bir ülke. Fakat, bu alt yapı daha çok tüketim ağırlıklı kullanılmakta. Bundan sonraki adım ise, bu tamamlanmış altyapının ticaret amaçlı kullanılması ve bir enerji merkezi (hub)’a dönüştürülmesi olmalı.

 

Ne yapmalı?

Öncelikle bilinmelidir ki, Türkiye petrol ve doğal gaz açısından zengin olmayan bir ülke. Fakat, aynı zamanda ‘petrol ve doğalgaz zengini’ ülkelerin komşusu. Çok önemli bir avantaj, bu. Bu avantajlı komşuların başında Rusya ve İran geliyor. Halen Rusya’dan ağırlıklı olarak petrol ve doğal gaz, İran’dan da doğal gaz alıyoruz (son dönemde İran doğal gaz payı düşüşe geçti). Ve bu iki ülke de, halen dünya ile barışık olmayan ‘önemli’ enerji kaynaklarına sahip olan ülkeler konumuda. Ancak Türkiye, daha önceden yapılan Uluslararası anlaşmalar gereği petrol-gaz ithalatına devam ediyor. Fakat; anlaşmalar sona erer ve bu iki ülkenin dünya ile barışıksızlığı devam ederse, Türkiye petrol gaz kaynakları temininde zorluk yaşayabilir (bu ülkelere uygulanan ambargolar nedeniyle).

 

Azerbaycan önemli

Tam bu noktada Türkiye; uzun vadeli strateji planlamalar yaparak, dünya ile barışık enerji kaynaklarına hızlıca yönelmeli. Bura da ilk öne çıkan kaynak ülke, Azerbaycan. Çünkü, Azerbaycan’da önemli gaz ve petrol rezervlerine sahip. Bu kaynak ‘iki ülke ilişkilerindeki artılar dikkate alınarak’ çok daha iyi değerlendirilebilir. Bunun yanında, Irak gibi dünya ile fazla bir sorun yaşamayan ülkeler de değerlendirilmeli (Irak; dünya ile sorun yaşamasa da, ülkedeki terör örgütleri ve illegal yapıların varlığı ayrı bir risk ve konu). Ve tabi, Orta Doğu’daki dünya ile barışık diğer ülkelerin enerji kaynakları da, Türkiye için önemli avantajlar olarak öne çıkıyor.

 

Enerji merkezi altyapısı da hazır

Türkiye’nin petrol alt yapısı hazır demiştik. Yakın petrol kaynaklarının 'boru hatları ve tanker taşımacılığı' ile artırılıp, bu altyapı iyi değerlendirilip enerji merkezi olma adına önemli bir adım atılabilir (petrol için, doğal gaza göre daha zor olsa da). 

Doğal gazda ise durum biraz daha farklı ve çok daha avantajlı. Çünkü, petrolün taşıması doğal gaza göre daha kolay. Oysa doğalgazda ağırlık boru hatlarında. Ve Türkiye bu avantajın sahibi; hem ulusal boru hatları ve hem de uluslararası boru hatları anlamında. Bir diğer anlatımla, Türkiye doğal gazı olmamasına rağmen ‘geçiş güzergahı ve mevcut altyapısı’ ile son derece avantajlı bir ülke. Ve tabi, ; başta Rusya olmak üzere, İran, Irak, ve diğer Orta Doğu doğal gaz kaynaklarının komşusu.  Önemli bir diğer avantaj ise Türkiye için; doğalgazı ‘’tüketen ülkelere’’ de komşu bir ülke Türkiye aynı zamanda (Avrupa gibi). Bu durum, ister istemez Türkiye’yi bir doğal gaz merkezi – hub için en önemli aday ülke yapıyor. Çünkü; halen Türkiye ‘’doğal gaz iletimi anlamında (petrolde dahil edilebilir, BTC. Boğaz petrol taşımaları)’’ üreten ülkelerle-tüketen ülkeler arasında merkez konumunda Ve artık, bu avantajlı-stratejik konumun ‘doğalgaz ticareti merkezine’ dönüşmesi gerekiyor. Bunun için de, dünya ile barışık enerji kaynaklarının ‘gaz –petrol’ ticaretindeki payının artırılması (üretim, tüketim, iletim  vb) süreci hızlandıracaktır.

Ve enerji merkezi olmak için en önemli başlıklarından birisini de, 'insan kanakları' konusu oluşturuyor. Türkiye, bu konuda da son derece yeter konumdadır. 

 

Türkiye ‘bir’ adım önde

Türkiye; gerek uluslararası boru hatlarının (petrol, doğal gaz) geçiş noktasında olması (Doğu – Batı güzergahının merkezi) ve de, Türkiye’nin kendi içerisinde doğudan batıya-kuzeyden güneye boru hatları altyapısını tamamlamış çok önemli (Hem de, son derece teknolojik bir altyapı söz konusu). Ve; önemli bir diğer artı da Türkiye için, son dönemde  gaz ticareti için çok önemli olan LNG – FSRU gibi teknolojik altyapılara da sahip olması.

Yapılması gereken; mevcut enerji altyapısını çok iyi planlayıp, enerji merkezi-hub olma sürecinin hızlandırılmasıdır ( Başta, doğalgaz). Gerçi Rusya, doğalgazda Türkiye’nin ‘merkez’ olması için ciddi desteğini açıkladı ve bu önemli (kaynak ülke olduğu için). Fakat, yukarda belirtildiği gibi ‘’Rusya’nın dünya ile barışık olmaması ve durumun devam ediyor olması’’ (ki, Rusya burada 1-0 mağlup durumda. Çünkü; Avrupa’nın en önemli doğalgaz tedarikçisi olmasına rağmen Avrupa doğalgaz krizini son derece başarılı bir şekilde yönetip, Rusya’yı devre dışı bırakmıştır, en azından bu dönem).

Burada Rusya’nın ‘’önemli bir kaynak ve destekçi ülke olması da’’ dikkate alınarak, Türkiye bir an önce; dünya ile barışık enerji kaynağı ülkelerle ‘’ikili ilişkilerini ve enerji ticaretini geliştirmeli-artırmalıdır’’. Bu gerçekleşirse, Türkiye’nin enerji merkezi - hub olmasının önündeki engellerde ortadan kalkmış olacak.

Altyapı hazır, ticarete konu ürün-ürünler de hazır. Gerisi zor olmasa gerek.

 

(makaleler - enerji ekonomisi)

türkiye enerji hubı olmalı enerji merkezi doğalgaz ticareti doğal gaz ve petrol boru hatları